Sık Sorulan Sorular


Kan grubu RH- olan bir kadın ile kan grubu RH+ olan bir erkeğin birleşmesi ile oluşan gebeliklerde bebek ile anne arasında kan uyuşmazlığı görülebilir. Kan grubu RH- olan bir annenin kanına kan grubu RH+ olan bebeğin kanının karışması durumunda, annenin bağışıklık sistemi uyarılır ve antikorlar plesantaya geçebilir.

Gebelikte meydana gelen bir kanama da program uygulanarak durum kontrol altına alınabilir ayrıca doğum gerçekleştikten sonra bebeğin kan grubu Rh pozitif ise bir sonraki gebeliklerde problem olmaması için Rogan uygulanması gerekmektedir immün globülin preparatı döner o gram ile düşüklerden sonraki gebeliklerin sağlıklı olması için de yararlanılır.

İmmün globulin preparatı denen RhoGAM ile düşüklerden sonraki gebeliklerin sağlıklı olabilmesi için de yararlanılır.


Sigara bebeğin oksijenlenmesini azaltır, bu sebeple bebeğin gelişiminde büyüme geriliğine ve erken doğuma sebep olur. Gebelik döneminde sigarayı mutlaka bırakmanız gerekir çünkü bebeğinizin sağlıklı olması için bu gereklidir.


Hamilelik süresinin ilk, orta ve son dönem olarak sınıflandırılmasına Trimester denir. Üç dönemde incelenen Trimesterin ilk dönemi ilk 12 hafta, ikinci dönemi 12. ve 24. hafta, son dönem de 24. haftadan itibaren doğuma kadar olan süreyi ifade eder.


Hamileliğin en önemli belirtisi hepimizin bildiği gibi adet gecikmesidir. Bunun yanında eşlik eden bulantı, halsizlik ve yorgunluk, göğüslerde hassasiyet başlaması, idrara çıkmanın sıklaşması da gebeliğin ilk dönemlerinde sık görülen belirtilerden bazılarıdır.


Doğumdan sonra vücudun kendini toparlaması zaman alır. Emzirme sürüyorsa adet süreci doğumdan 1 buçuk ay sonra başlayabilir ve tekrar gebe kalmanız mümkündür.

Bu kadar kısa zamanda yeniden hamile kalmak fiziksel olarak size zarar vermese de çoğunlukla psikolojik olarak gebeliklerin arasında en az 2 yıl olması önerilir.


Bu tarih son adet tarihini referans alarak hesaplanır ve yaklaşık doğum tarihini bu şekilde belirlenir.

Son adet tarihinden 2 hafta sonrasına denk gelen günlerde yumurtlama döneminde döllenme ve gebelik gerçekleşir. Gebelik haftası hesaplanmasında son adet tarihi kullanılır.


Bebeğin cinsiyeti döllenme esnasında belirlenir. Bu genetik bir konudur. Kadınlar 2 tane X cinsiyet kromozomu bulunurken, erkekler de bir tane X bir tane de Y cinsiyet kromozomu bulunur. Dölleyen sperm X kromozomu taşıyorsa kız bebek, Y kromozomu taşıyorsa erkek bebeğin dünyaya gelmesi beklenir.


Gebelikte ilk 16 haftada, kan damarlarında genişleme ve baş ağrısı görülebilir. Bu ağrılar genellikle dinlenme ile geçebilir. Bu ağrılar çoğunlukla hamileliğin 3. ve 4. aylarında devam etmez.


Son adet tarihi bazında hesaplandığında gebelik 280 gündür (40 hafta). Son adet tarihine 7 gün ekleyip, 3 ay geri gittiğimizde tahmini doğum tarihini bulabiliriz.

Buna örnek olarak; son adet tarihi 1 Mart 2019 olan bir gebenin tahmini doğum tarihi 7 Aralık 2019’dur.


Gebelik döneminde hormonal ve damarsal değişikliklerden kaynaklı olarak ilk zamanlarda baş ağrısı da dahil bu tarz belirtiler sık yaşanabilir.

Gebeliğin ilerleyen zamanlarında bu durum zamanla geçecektir.


Adetlerin düzensiz olması noktasında yumurtlama ve döllenme tarihini tahmin etmek güçtür. Bu durumda tahmini doğum tarihi ultrasonografik ölçümlere bağlı olarak hesaplanır.


Beklenen adet günü geçtikten yaklaşık yedi gün sonra gebelik ultrasonografik olarak tespit edilebilir. Ultrasonografik ile bebeğin gelişimi izlenebilir.


İlk gebeliğim düşükle sonuçlandı. Tekrar düşük olmaması için ne yapmalıyım?Öncelikle bilinmesi gereken gebeliklerin 4’te 1’i düşükle sonuçlanır. Gebeliğin özellikle ilk döneminde görülen düşüklerin çoğu genetik bozukluklara, bazı enfeksiyonlara, progesteron adı verilen hormonun eksikliğine, bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olur ve önlenemeyebilir.

Düşük geçmişi olan gebeler, gebelikleri süresince doktor kontrolü altında olmalıdır.


Öncelikle bilinmesi gereken gebeliklerin 4’te 1’i düşükle sonuçlanır. Gebeliğin özellikle ilk döneminde görülen düşüklerin çoğu genetik bozukluklara, bazı enfeksiyonlara, progesteron adı verilen hormonun eksikliğine, bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olur ve önlenemeyebilir.

Düşük geçmişi olan gebeler, gebelikleri süresince doktor kontrolü altında olmalıdır.


Doğum kontrol hapları düzenli kullanıldığında gebeliğin görülme olasılığı çok düşüktür. Bu durumda çok nadir görülen gebe kalma durumunda normal bir bebek doğumu olasılığı yapılan çalışmalarla mümkün olabilir. Bazı riskler olsa da yapılan çalışmalar sonucu düşük riski de düşük olur. Gebelik farkedildiği andan itibaren doğum kontrol hapı kullanımının kesilmesi gerektiğini unutmamalısınız.


Gebelik farkedilmeden alınan alkol bebek için zararlı değildir, ancak gebelik döneminde alkol kullanımdan kesinlikle uzak durulmalıdır.


Gebelik sürecinde sağlıklı ve düzenli beslenmek, sigara ve alkol gibi maddelerden uzak durmak, periyodik olarak doktor kontrolüne gitmek sağlıklı bir gebelik süreci ve sağlıklı bir doğum için atılan ilk adımlar olarak görülür.


Gebelik tespit edildiğinde spiral aşağı yerleşimli ise çıkarılabilir ancak yukarı yerleşimli ise çıkarılamaz ve gebelik için bir zararı yoktur.


Doğumun tecrübeli ellerde gerçekleşmesi gerekir tabii ki bu noktada zararlı değildir. Bebeğin başında sonradan kaybolan izler bırakan bu uygulamalar, anne karnından bebeğin çıkışını kolaylaştırmak için uygulanırlar.


Daha fazla çocuk sahibi olmak istemeyen çiftlere Tüplerin Bağlanması (Cerrahi Sterilizasyon) önerilebilir. Gelişmiş yerlerde bu işlemi uygulayanların oranı neredeyse %20’lere çıkmaktadır. Güvenilirliği neredeyse %100 olan uygulamanın kadının cinsel yaşamına olumsuz etkisi yoktur. Doğum eğer sezeryansa aynı anda uygulanabilir, eğer normal doğumsa basit bir cerrahi girişim ile yeterlidir.


Bebeğin çıkışını kolaylaştırmak için vajinal kanalın alt kısmına kesi yapılır ve buna epizyotomi denir. Epizyotomi yapmak önemlidir çünkü yeteri kadar açılma olmazsa ve doğum hızlı olursa bu bölgede yırtılmalar olabilir. 


Damardan ilaç verilmeden önce uygulanan Prostaglandin içeren jeller vajinal yoldan uygulanır ve doğumun başlamasına yardımcı olur. Damardan verilen ilaçlar ile kasılmalar başlatılabilir fakat bu durumda doğumlar genelde daha uzun sürer.


Doğumda bunun olasılığı %15’tir. Genellikle uzman doktor tarafından bu durum bebeğin başı çıkarılırken düzeltilir. Ya da kordonun tamamen kesilmesi ile bu sorun çözülür. Eğer doğumda kordon dolanıp sıkıştırırsa bebeğin kalp atışlarında düzensizliğe sebep olur.


Bebeğin sindirim sistemi doğum öncesi mekonyum ile doludur. Doğum zamanı uzamış gebelerde bebeğin barsak hareketleri ile mekonyum amniyon sıvısına karışabilir. Ve bu noktada bebeğin nefes alması ile bu sıvı akciğerlere gidebilir ve bebek için tehlikeli olan Mekonyum Aspirasyonu gerçekleşebilir.


Genellikle doğum eylemi başlayana dek Normal Doğum (vajinal doğum) yapılıp yapılamayacağı belli olmaz. Ve doğumların yaklaşık %20’si sezaryen ile gerçekleşir.


Narkotik ilaçlar ağrıları minimize etmek ve gebenin dinlenmesini sağlamak için kullanılabilir. Düşük dozda kullanıldıkları için doğumun uzamasına neden olmazlar. Epidural anestezi de doğumdaki ağrıyı azaltmak için kullanılabilir. Bazen doğumu yavaşlatabilen Epidural anestezi ise sırta yerleştirilen ince bir katater aracılığı ile vücuda verilir. Ve ağrıların azaltılması sağlanır. Epidural anestezi rahim ağzı açıklığı 4 cm’den fazla ve bebek pelvise yerleştikten sonra verilirse doğum uzamayacaktır.


Son adet tarihi bazında hesaplandığında gebelik 280 gündür (40 hafta). Son adet tarihine 7 gün ekleyip, 3 ay geri gittiğimizde tahmini doğum tarihini bulabiliriz.

Buna örnek olarak; son adet tarihi 1 Mart 2019 olan bir gebenin tahmini doğum tarihi 7 Aralık 2019’dur.


Gebelik döneminde hormonal ve damarsal değişikliklerden kaynaklı olarak ilk zamanlarda baş ağrısı da dahil bu tarz belirtiler sık yaşanabilir.

Gebeliğin ilerleyen zamanlarında bu durum zamanla geçecektir.


Adetlerin düzensiz olması noktasında yumurtlama ve döllenme tarihini tahmin etmek güçtür. Bu durumda tahmini doğum tarihi ultrasonografik ölçümlere bağlı olarak hesaplanır.


Beklenen adet günü geçtikten yaklaşık 14 gün sonra gebelik ultrasonografik olarak tespit edilebilir. Ultrasonografik ile bebeğin gelişimi izlenebilir.


Hamileli sırasında yaşanan bulantılar, gebeliğin 8. Haftasında başlar ve 16. Haftaya kadar sürebilir. Sağlıklı bir gebeliğin göstergesi olan bulantılar, sık ve az yemek yenerek bastırılabilir. Çoğul gebeliklerde yükselen bHCG hormonu ile daha fazla bulantı görülebilir.


Vitamin kullanımdan kaynaklı mide bulantısı problemi yaşıyorsanız vitaminleri yemekten sonra ya da yatmadan önce alarak mide bulantılarını önleyebilirsiniz.


Hamilelik sırasında rahmin büyüyerek mesaneye baskı yapması vajinada baskı hissedilmesine ya da idrar hissine sebep olabilir. İlk 12 hafta devam eden bu durum daha sonra hamileliğin son dönemlerinde tekrar görülebilir.


Tüm hamilelik süresi boyunca 8-10 kg alınması sağlıklı bir gebeliğin göstergesidir. İlk trimesterda ise yaklaşık olarak 2 kg alınması normaldir. Hamileliğin ilk üç ayında alınan yüksek kilolar hamilelik döneminin daha yüksek kilo alımlarıyla sonuçlanmasına neden olabilir.


Gebelik sırasında hemen hemen tüm anneler bebeklerin anormal doğumla karşılaşacağına dair endişeye kapılırlar. Majör doğum anomalilerinin görülme sıklığı ise %3’tür.


Hamilelik döneminde çok gerekli olan durumlarda karnı çelik yelek ile sararak göğüs röntgeni çektirebilirsiniz.


Soğuk algınlığı durumunu daha rahat atlatabilmek için bol bol dinlenmeli, sıcak sıvı tüketmeli ve doktor kontrolünde gerektiğinde parasetamol ağrı kesici ve ateş düşürücü kullanılabilir.


Hamilelik döneminde yüksek oranlarda kahve tüketiminin erken doğum ve düşük gibi bir çok probleme neden olduğu söylenebilir. Gebelik döneminde en fazla bir ya da iki bardak kahve tüketilebilir.


Hamileliğin son ayına rahatlıkla seyahat edebilirsiniz. Uzun boylu seyahatlerinizde sık sık kalkıp dolaşarak ve bol sıvı tüketerek seyahatinizi kolaylaştıracaktır.


Bebeğin anne karnındaki ilk hareketleri gebeliğin 20. Haftasında hissedilmeye başlar. Eğer gebeliğin 24. Haftasına kadar bebeğin hiç bir hareketini hissetmediyseniz mutlaka doktorunuza başvulmalısınız.


Ağır ve tehlikeli egzersizler yapılmadan günlük egzersiz rutinlerinize devam edebilirsiniz. Egzersiz sırasında yorgunluk hissederseniz mutlaka dinlenmeli ve denge gerektiren egzersizlerden uzak durmalısınız.


Eskiden doğum sonrası hastanede bir hafta kadar kalmak gerekiyordu. Teknolojik gelişmeler ve koşulların iyileşmesi ile şu an bu 2-3 güne kadar inmiştir. Bebek ve annenin sağlık durumlarından emin olmak adına doğum sonrası 48 saat kadar hastanede kalınması çoğunlukla yeterlidir.


Günlük yaşamınız çok fazla etkilenmez ama elbette ağır kaldırmamaya dikkat edilmelidir, sırt bölgesi bu dönemde de hassastır. Genital organlar tamamen iyileşene kadar cinsel ilişkide bulunmak tavsiye edilmez. Cinsel ilişkide bulunmaktan da 1-1,5 ay kaçınmak doğru olur. 


Annelerde süt üretimi göğüslerin büyüklüyle ilgili bir konu değildir. Hormonal gelişmeler, yeterli sütün üretilmesini bir şekilde sağlayacaktır.


Genital organlarınız gebelik öncesi haline yaklaşık 1 buçuk ay sonra döner. Kontrol için en doğru zaman Doğumdan 1 buçuk ay sonrasıdır.


Doğum kontrol haplarına bebeğinizi emzirmediğiniz taktirde, doğumdan 2 hafta sonra başlanabilir. Çoğu kadının doğumdan 1 ay kadar sonra cinsel hayatı başlar. Cinsel ilişki başladıktan sonra korunmak gerekir çünkü yeniden gebe kalınabilir.


Anne sütü anne ile bebek arasındaki yakın bağın kurulmasında önemli olduğu için yenidoğan bebeklerin beslenmesinde en güzel şey anne sütüdür. Anne sütü ucuz, besleyici, koruyucu olmasından kaynaklı normal sütlerden oldukça farklıdır. Anne sütünde antikor dediğimiz maddeler bebeğe geçerek bebeğin hastalıklardan korunmasını sağlar. Anne ve bebeğin emzirmeye sürecine alışması biraz zaman alabilir, bu bazen birkaç gün sürerken bazende daha fazla sürer.


Doğum kontrol hapları içeriklerindeki maddelerden kaynaklı olarak östrojen seviyelerinde değişiklik yaratır bu da annenin sütünün azalmasına hatta bazı durumlarda kesilmesine neden olabilir. Bu nedenle kullanılmamalıdır.


Emzirmek için göğüslerin hazırlanmasının gerekli ve yararlı olduğu tartışmalıdır. Eğer meme uçları içe dönük ise yararlı olabilir. Doğuma 1,5-2 ay kala günde dört altı kez meme uçlarının parmaklar arasında bir süre döndürülmesi oldukça faydalı olur. Ayrıca banyolardan sonra meme uçlarının sert bir havlu ile kurulanması ileriye dönük çatlak oluşumlarına karşı dayanıklılığı arttırır.


Anneler özellikle ilk zamanlarda bebeklerinin yeterli beslenmediğini düşünürler. Oysa bebeğin günde 8-12 kez altını ıslatması bebeğin sıvı ihtiyacını karşıladığı anlamına gelir.

Emzirme ile ilgili problemler çoğunlukla 2 hafta içinde kaybolur hatta bu anne ve bebek için buçuk güzel bir an haline gelir.